Dünya’nın dönmediği bir senaryoda aklınıza gelen ilk şey muhtemelen o meşhur söz olacaktır: “Dünya’nın sonu geldi!”
Gelin, böyle bir durumda neler olacağına bakalım.
Öncelikle Dünya’nın, 1 saniyeliğine durduğunu hayal edelim.
Böyle bir durumda eğer bir binadaysanız, en yakın doğu duvarına doğru fırlatılırsınız ve gezegenimizin 47 katı yerçekimi ivmesiyle karşı karşıya kalırsınız. İyi haber, bu ivmenin sizi öldürmeyeceğidir ancak diğer tüm yaşanacaklar, hayatınıza son verebilir.
Dünya hareketsiz kaldığında diğer her şey, Dünya’nın daha önce döndüğü aynı hızda hareket etmeye devam eder. Buna tüm okyanuslar ve atmosfer de dahildir. Yalnızca rüzgârlar, şimdiye kadar kaydedilen en hızlı rüzgârdan bile dört kat hızlı ve güçlü olur.
Rüzgârların gücünün artışının ardından devasa bir tsunami dalgası sizi bekler.
Hasarın boyutu, ekvatora ne kadar yakın olursanız o kadar yıkıcı olur fakat kutuplara yakın olmanız da sizi olası felaketlerden korumaya yetmez. Çünkü okyanuslar, kutuplara doğru ilerleyeceğinden; yıkıcı depremler, devasa bir mega kıta ve iki ayrı okyanus ortaya çıkar.
Ayrıca Kuzey Okyanusu, Rusya ve Avrupa’nın çoğunu sular altında bırakır. Yine Grönland, Kanada, Seattle ve Boston gibi bölgelerin akıbeti de aynı olur.
Dönmeyen bir Dünya’nın, manyetik alanı da olmayacaktır. Çünkü gezegenimizin sıvı çekirdeği de hareketsiz kalır. Manyetik alan olmadan bu felaketlerden sağ çıkmayı başarabilen birkaç canlı yaratık da radyasyona yenik düşecektir.