Elazığ’da Mermer Üreticileri Nakliye Fiyatlarının Yüksekliğinden Şikayetçi

(ELAZIĞ)- Elazığ’da bir mermer firmasında Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan Nusret Çoban, “Kaliteli mermerlerimizi istediğimiz fiyata satamıyoruz. Satamayınca da bu bizi ekonomik olarak geriletiyor. Özellikle akaryakıt fiyatları çok yüksek. Söz gelimi hiçbir mermerimizi blok olarak İzmir’e, İstanbul’a gönderemeyiz çünkü bazen nakliye fiyatları gönderdiğimiz mermerin fiyatlarını geçiyor” dedi.

Elazığ’ın üretim alanındaki en büyük paya sahip olan ürünlerinden biri olan mermer de ekonomik krizden etkilendi. Mermer üreticileri girdi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirterek iş kapasitelerinin günden güne azaldığını belirtti.

“NAKLİYE FİYATLARI GÖNDERDİĞİMİZ MERMERİN FİYATINI GEÇİYOR”

Maden Mühendisi ve mermer üreten bir firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Çoban, şunları söyledi:

“Geçmiş yıllara göre şu anda mermer üretimi düştü daha çok ilerlemesi gerekirken Türkiye’deki inşaat sektöründe biz mermercilik olarak istediğimiz düzeye gelemedik. Nüfusa  göre metrekareye vurursanız biz çok düşük bir yerdeyiz. Mermeri kalite olarak söylüyorum, bir Avrupa’ya da diğer ülkelerdeki gibi kaliteli kullanamıyoruz. Kaliteli mermer de kullanmıyoruz. Dış ülkelerden gelen özellikle granit var. Granit Türkiye’ye dışardan geliyor. Çin’den, Hindistan’dan, İran, İspanya, İtalya’dan geliyor. Graniti dışarıdan aldığımız fiyata biz burada mal edemiyoruz. Bizim maliyetlerimiz çok yüksek. Enerji, nakliyelerimiz, petrol fiyatları çok yüksek. Kaliteli eleman bulmak çok zor. Bulduğumuzda da fiyatları çok yüksek. Bunlar bir araya geldiği zaman özellikle granitte üretim çok zorlaşıyor. Bir iki firma yapıyor ama istediğimiz düzeyde değil. Diğer mermerde de birliğimiz oluşmadığından dolayı kaliteli mermerlerimizi istediğimiz fiyata satamıyoruz. Satamayınca da bu bizi ekonomik olarak geriletiyor. Özellikle akaryakıt fiyatları çok yüksek. Söz gelimi Elazığlı olarak hiç bir mermerimizi blok olarak İzmir’e, İstanbul’a gönderemeyiz çünkü bazen nakliye fiyatları gönderdiğimiz mermerin fiyatlarını geçiyor.”

“MADEN BAKANLIĞI’NIN KURULMASI LAZIM”

Türkiye’de madencilik ile ilgili olarak yürütülen programın ihtiyaca cevap vermediğini belirten Çoban şu ifadelere yer verdi:

“Bizim madencilik konusunda politikamızın güçlü olması için öncelikle bir Maden Bakanlığı’nın kurulması lazım. Maden Bakanlığı kurulduğu zaman denetlemesi daha da iyi olur. Denetleme yapılıyor. Kişinin beyanına göre zaman zaman mali konularda da denetleme yapılıyor. Tabi bizim istediğimiz düzeyde değil. Özellikle yabancılarla alakalı olarak. Zaten yabancılar burada bir iş yaptığı zaman bir Türk firma ile ortak olarak bu işleri yönetiyorlar. Madencilikle ilgili çıkarılan yasalar ve alınan kararların hepsi iyi niyetli ama bu yasaların uygulanmasında ve denetlenmesinde büyük eksiklikler var. Mesela İliç’te meydana gelen o olay daha neticelenmedi. Sebebi neydi neden böyle oldu bu konular doğru bir şekilde değerlendirilip ona göre halka sunulması lazım ki bundan sonra gelen madenciler de ona göre davranabilsinler. Bununla ilgili olarak bizim İliç’e gitmek istedik ama gidemedik. Görmemiz, incelememiz  lazımdı. Ona göre konuşma yapabilmemiz lazım ama madencilikte denetleme yapılıyor demek tek başına kafi değildir. Denetleme yapılırken çok dikkatli olmak gerekiyor. Özellikle güvenlik açısından. İliç’te 250 metre yüksekliğinde bir set oluşturuyorsanız, yağmur yağdığında ya da orası deprem bölgesi olduğunu düşünürsek tektonik hareketlerden dolayı olacak bir sarsıntıda kayma yapar.

“DENETLEYİCİLER İŞLERİNİ TAVİZSİZ YAPMALIDIR”

Yani 250 metre yüksekliğindeki bir yığının kayma esnasında nasıl bir tehlike oluşturduğunu gördük. Bunun zamana bırakmadan teknik konularda incelenmesi ver bundan sonraki çalışmalarda teknik anlamda kim bilgi sunuyorsa o bilgiler ışığında çalışmalar yapmak lazım. Her ocakta teknik anlamda daimi nezaretçiler dediğimiz kişiler vardır. Bunların ücretini ruhsat sahipleri öder. Evet bir bilgi verir, şöyle yapın, böyle olsun der ama o uygulamalar tam manası ile yapılamıyor. Onları da iyi niyetli bir şekilde yapmak lazım. Bir de doyumsuzluk var. Kısa zamanda büyük kazanç elde edeyim. İliç’teki firmanın bir açıklaması var. 80 milyon dolar  para yatırdık, 3 milyar dolar para kazandık. Bu korkunç bir şey. Bu kadar para kazanan firmanın bunları yapmaması lazım. Denetmenlerin işlerini çok sıkı ve tavizsiz olarak yapması gerekiyor. Denetleme yaparken anlatmak lazım.”